Savaş Droneları

Dronelar özellikle Ukrayna-Rusya savaşındaki etkin kullanımıyla insanları etkilemiş durumda. Kimileri bu teknolojinin “mertliğe” ters olduğunu savunuyor, ben gibi kimseler de bu teknolojinin nasıl fırsatlar doğuracağını görüp hali hazırdaki kullanımlarını hayranlıkla inceliyor.

Şimdi biraz yavaşlayalım ve savaşın kaderini değiştiren bu teknolojinin köklerine gidelim. Savaş alanında droneların kullanılması fikri 1916’ya kadar uzanıyor. Bu fikrin ismi Kettering Bug..

Kettering Bug, Birinci Dünya Savaşı sırasında Amerika Birleşik Devletleri’nde 1916 yılında Charles Kettering ve Dayton Wright Airplane Company tarafından geliştirilen bir insansız hava aracıdır. Ahşap ve kâğıt kaplı kanatlara sahip olan bu cihaz, içten yanmalı bir motorla çalışıyordu ve yaklaşık 120 kilometre menzile, saatte 80 kilometre hıza sahipti. Önceden belirlenmiş bir rotada uçacak şekilde ayarlanabiliyor ve 82 kilogramlık patlayıcı taşıyabiliyordu. Kettering Bug, bir katapult yardımıyla fırlatılıyor ve motorun çalışacağı süreye göre ayarlanmış bir süre boyunca uçuyordu. Süre dolduğunda motor duruyor ve cihaz hedefe çakılıyordu. Bu yenilikçi tasarım, modern droneların atası sayılabilir ve insansız hava araçlarının savaş alanında nasıl kullanılabileceğine dair önemli bir adım olarak kabul edilir.

Resim

Kettering Bug

Kettering Bug günümüzde kullanılan Savaş Dronelarına ilk ve en benzer örnektir. Evet belki de çok geriye gittik ama mantığı anlamamız için bu teknolojinin bir anda ortaya çıkmadığını bilmeliyiz. Günümüzde drone denilince aklımıza gelen quadcopterlerden önce bir çok drone örneği vardır. Bunların başında UAVler (İHA) geliyor.

Son 10 yılı aradan çıkarıyorum, bir sonraki makalelerde bu konuya deyineceğim ama şimdilik Türk İHA/SİHAlarına girmiyorum.

UAV denilince herkesin aklına (Son 10 yılı çıkardık unutmayın) ABD UAVleri geliyor. Reaper, Global Hawk, Gray Eagle vb. ABD’nin 2001 yılında MQ-1 Predator’u Afganistan’da aktif olarak kullanmasıyla savaşlara bambaşka bir teknoloji kattı ve zaman geçtikçe bu teknoloji yavaşça gelişti ama herkesin bildiğini varsaydığım bir gerçek var. Teknoloji savaşta gelişir..

Resim

MQ-9 Reaper

Rusya-Ukrayna Savaşı

Rusya-Ukrayna savaşında dronelardan ve drone teknolojisi yazarken Bayraktar’dan bahsetmeden geçmem mümkün değil. “Hayro” hesabını Ukrayna-Rusya savaşı ilk çıktığı gün haber yapmak amacıyla oluşturmuştum, o zamanları hatırlayan arkadaşlar vardır. Farklı isimle kullanıyordum hesabı. Savaşın erken bitmemesi (3 günde Kiev’in işgal edilememesi) sebebiyle tüm Batı, Ukrayna’ya destek olmaya başladı.

Savaşta “tarafsız” olan Türkiye, diğer ülkelerin aksine Ukrayna’ya sıradan askeri yardım yapmakla kalmadı. İki ülke arasında İHA/SİHA ticareti oldu. Ukrayna tarafının kullandığı Bayraktar’ın, Ruslar üzerinde büyük üstünlük kurması tüm Dünya tarafından şaşkınlıkla izlendi. Bayraktar, Ukrayna’da halk kahramanı ilan edildi, adına şarkılar yapıldı, insanların dilinden düşmedi. Fakat savaşın ilerleyen zamanlarında hava savunma sistemlerinin her iki tarafta da inanılmaz şekilde kullanılmasının bir sonucu olarak Ukrayna topraklarının üzerinde sinek bile uçamaz hale geldi. Dronelar bu halin dışında kaldılar tabiki..

İHA denilen, İnsan olmadan uçan ve düşmanın üstüne bomba bırakan bu garip alet Ukrayna’nın bir yerinde, birilerine ilham kaynağı oldu. Veya bir Türk bu fikri Twitter üzerinden Ukrayna’ya konsolosluğuna verdi.

Resim

Saygılar

Her iki şekilde de Ukrayna bu garip teknolojiyi bir noktada kullanmaya başladı. Sanırım savaşlar bu olayda, barutun icatından sonraki en büyük gelişmeyi yaşadı. Bazılarınız bu söylemimi abartı bulacaktır. Eğer Ukrayna-Rusya savaşını takip etmiyorsanız bunu düşünmeniz çok normal. Cephedeki askerden, savaş bölgesindeki sivil halka ve Dünya’nın dört bir yanından bu savaşı takip eden herekese. Bu teknolojinin nelere yol açtığını ve neler gerçekleştirdiğini hepsi görüyor, duyuyor veya hissediyor.

Resim

Ukrayna-Rusya savaşında ilk dönemlerde Ukrayna tarafı droneları sadece bilgi alma amaçlı kullanıldı. Bilgi amaçlı kullanımda en çok tercih edilen drone DJI Mavic oldu. Askerler bulundukları bölgedeki düşman unsurlarını takip etmek, hareketlerini buna göre şekillendirmek ve topçu/havan birliklerine bilgi vermek amaçlı droneları kullandı. Özellikle drone ekibinin havan ekibiyle uyumlu çalışması muazzam bir başarı getirdi. Bu noktada havan ekipleri kendi DJI Maviclerini uçurmaya başlayadı ve bizzat görerek, atışlarını düzeltme fırsatını eline geçirdi.

Öyleki cephedeki askerler, akraba ve arkadaşlarından drone almalarını ve cepheye ulaştırmalarını istedi. Bu inanılmaz avantajdan faydalanıp düşman karşısında bir adım öne geçmek herkesin isteyeceği bir durum. Sivil halk bu çağrıya kulak verdi ve Avrupa’nın her yerinden tedarik edilen droneları cephedeki arkadaşlarına ulaştırdılar.

Resim

Daha sonra savaşın seyrini tamamen değiştiren olay oldu. Dronelara basit patlayıcılar yüklendi. El bombası, RPG başlığı ve el yapımı bombalar gibi.

Ukrayna’nın droneları bu şekilde kullanması ucuz ve çok basit görüldü. Yapılan eleştirileri çok net hatırlıyorum. “Etkili olmaz, engellenmesi kolay, savaş bölgesinde lojistiği imkansız” Tüm bu eleştirileri yapanlar yanıldı. Eleştirilerin yanılmasının en büyük sebebi yukarda bahsettiğim gibi, Ukrayna halkının tam bir milli mücadele örneği göstererek bu dronelarını kendileri alıp, ordudaki yakınlarına vermesi, ordunun içindeki grupların kendi imkanıyla drone tedarik etmesi ve belli sosyal medya hesaplarında para toplanıp, toplu şekilde drone alımı ve dağıtımı yapılması oldu. Hikayenin bu kısmında hazır alınan DJI dronelarından bahsediyorum. Henüz ev yapımı FPV drone bölümüne gelmedik. Önümüzdeki yazılarda FPV droneları daha detatlı ineceleyeceğim

Resim

Tek bir makaleye sığdırmamın imkansız olduğu bir konu Savaş Droneları. Bu yazımda basit ve kafa karıştırıcı olmadan Savaş Droneları konusuna bir giriş yapmak istedim. Her hafta düzenli olarak bu konu üzerine yazılar yazmaya devam edeceğim inşallah.